Türk Ocakları'ndan Otorite Örnekleri başlıklı yazımıza cevaben Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz'den bir mektup aldık. Öncelikle yazımızı okuduğu ve yazımızda yer alan iddiaları yanıtlaması teşekkür ediyoruz. Gönderdiği mektubu sitemizin sorumluluğu gereği okurlarımızın dikkatine sunuyoruz.
Yazıyı aynen aktarıyoruz:
Sevgili kardeşim Çağhan,
Üsküdar Çevresi sitesindeki yazınıza tesadüfen muttali oldum. Bu konuda bize küfür, hakaret, saygısızlık dolu yazılar yazanlara asla cevap vermedik, vermeyiz de...Tıpkı 43. Olağan Genel Kurulumuz öncesi yapılan küfürlere ve hakaretlere cevap vermediğimiz gibi. Size niçin cevap yazdığıma gelince, gayet edepli bir üslubunuz var ve merhum arkadaşımız, 2009'da Hars Heyeti başkanlığım sırasında, Söğüt'te o harika çalıştayta birlikte olduğumuz Durmuş Hocaoğlu'nun adına açılmış seviyeli bir sitede yazıyorsunuz.. Yazınızda hilaf-ı hakikat ifadeler çoksa da bu üslup bile sizin artniyet taşımadan, inandığınız bir şeyi savunduğunuzu gösteriyor. Daha önce, yurt dışından yazan, söz konusu meseleden dolayı son derecede yeise kapılmış ve bizi-yine edepli bir lisanla-itham eden bir genç kardeşimize kısa bir cevap yazmıştım. Size biraz daha mufassal yazacağım.
Sevgili genç kardeşim,
Yazınızda tarih alanında yüksek lisans yaptığınızı söylüyorsunuz. Tarihçi adayı olarak, tarihte tenkidin önemini size anlatmama lüzum yok. Ancak nazari olarak bildiklerimizi uygulamada ne kadar gerçekleştirdiğimize iyi bakmamız lazım. Bir tarihçi olarak yazınızdaki iddiaları tahkik ettiniz mi? Bir tarafın argümanlarını kaale alırken suçlanan tarafın ne dediğine hiç baktınız mı? Mesela aşağıda vereceğim alıntıdaki iddialarınıza sosyal medya üzerinden arkadaşlarımız defalarca cevap verdi, hiç dikkat ettiniz mi? Bakın ne diyorsunuz:
" Nihayetinde Mehmet Öz 174, Kafalı 90 oy aldı. Mehmet Öz seçimlerden galip çıkarken delege dağılımı ile ilgili bir detayı gözden kaçırırsanız bunun ocakların hür iradesinin tecellisi algısı olduğunu düşünebilirsiniz. Tüzük gereği genel merkez delege sayısı 90 kişidir. Bu 90 kişi de tabii mevcut yönetim tarafından belirlenmektedir. Genel merkezin 90 delegesi çıkarıldığında diğer şube delegelerinin oy dağılımı Öz 84, Kafalı 90 şeklini alacaktır ki bu da her iki şubeden biri diğer adayı destekledi sonucunu çıkarmaktadır."
Bir kere şunu ifade edeyim, 90 delegenin 14'ü (Genel merkez yönetim ve denetim kurulları) bir şube ya da Genel merkez tarafından değil, bütün delegeler tarafından Genel kurulda seçilir. Kalan 76’sı ise Genel Kurulun verdiği yetki ile Genel merkez seçer, İstendiği takdirde o 76 delege de Genel kurul tarafından seçilebilir. Ama biz yine de 90 kişiyi Genel merkez delegesi olarak varsayalım.(Bu arada şube delegelerinin bütün üyelerin demokratik katılımı ile seçildiği varsayımı da ayrıca tahkike değer ama konumuz o değil)
Şimdi sevgili kardeşim, sizin hesabınız, 320'nin üzerinde delegesi olan Türk Ocaklarının kongresine Genel Merkez delegelerinin firesiz katıldığı ve katılanların tamamının da Mehmet Öz'ün listesine oy verdiği varsayımına dayanıyor. Peki bunu hiç kontrol ettiniz mi? Etmediğiniz belli. Dikkat ederseniz toplam geçerli oy sayısı 264'dür. Demek ki aşağı yukarı 60 delege oy vermemiş. Bunun 19’unun Genel merkez delegesi olduğu kurultay tutanağında tespit edilmiştir. Demek ki Mehmet Öz Genel Merkez delegelerinin tümünün oyunu (90-19=71 almış olsa bile şubelerden asgari 103 oy almıştır. (174-71=103)
Peki, yönetim ve denetleme kurulunun oy kullanmış 13 üyesi dışında, oy kullanan 58 Genel merkez kurulları delegesinin hepsinin Mehmet Öz'e oy verdiğini nereden çıkarıyorsunuz? Mesela, Kurultayda en sert muhalefeti yapan Ankara şubesi eski başkanı Türkan Hacaloğlu'nun eşi, muhterem büyüğümüz Sayın Yücel Hacaloğlu, Mustafa Kafalı Hocanın listesinde yer alan 3 Genel merkez delegesi, kendi listelerine değil de Mehmet Öz'e mi oy vermiştir? Kaldı ki, bunların dışında da, Hocaya olan saygılarından dolayı asgari 10-15 kadar Genel merkez delegesinin o listeye oy verdiği bilenlerin malumudur. Tabii ki oy gizlidir ama bu meselelerin o kadar da esrarlı olmadığı cemiyet işleriyle uğraşanların malumudur. Sonuçta, Mehmet Öz listesi şubelerden 115-120 arasında oy almıştır.
Aziz kardeşim,
Sadece bir iddianızın bile ne kadar yanlış içerdiğini herhalde anlatabildim. Ankara Ocağı ile ilgili konuda ise dedikodu veya tezvirata sebebiyet vermemek için susuyoruz. Demokrasi üzerindeki vurgunuzla mutabıkım. Esasen meselenin bu boyuta gelmesine şahsen benim demokrat ve hoşgörülü yaklaşımımın yanlış yorumlanmasının yol açtığına da kaniyim. Meselenin gerçek mahiyeti, erken kifayet duygusu ile aklın fersah fersah önüne geçmiş hırsların bileşkesinde aranmalıdır. Ben ve arkadaşlarım bir makam, mevki ya da siyasî ikbal beklentisiyle değil Türk milletine hizmet duygusu ile buradayız. Şubelerimizin, bizlerin bu kutlu davayı temsil etmediğini düşündüğünü anladığımız anda yapmamız gerekeni de çok iyi biliriz.
Şunu da eklememe müsaade edin: Yakından tanımadığınız insanlar hakkında bir hüküm verirken çok ama çok dikkatli olun. Gençlik dinamizmdir ama hayatta biriken yaşanmışlıkların kazandırdığı tecrübenin önemini bir tarihçi adayı olarak çok iyi biliyor olmalısınız.
Baki selam ve muhabbetle.
19 Temmuz 2014 15.42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder