27 Mayıs 1960'da gerçekleşen darbenin siyasi sonuçları çok yazılıp çizilmiştir. Askeri sonuçları ile ilgili de akademik çalışmalar yapılmıştır. 27 Mayıs, Cumhuriyet tarihinin ilk askeri darbesi olmanın dışında diğer müdahalelere göre farklı bir özellik taşımaktadır. 27 Mayıs sadece dönemin siyasi iktidarını değil askeri komuta kademesini de devirmişti!
27 Mayısı gerçekleştiren cuntaya baktığımız zaman harekat günü en yüksek rütbeli asker Tümgeneral Cemal Madanoğlu'dur. Harekat tamamlandıktan sonra, izne ayrılan ve izin dönüşü emekliye ayrılacak olan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel cuntanın başına getirilmiştir. Cunta içerisinde yüzbaşıdan albaya kadar farklı rütbelerde subaylar yer almakta, üst komuta kadrosundan bir isim yer almamaktadır. Harekat günü dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun da tutuklanır. 25 Mayıs akşamı Genelkurmay'da karargah subaylarına müdahil olmamaları yönünde ikaz toplantısı düzenleyen Erdelhun, o toplantıya katılan subaylar tarafından bir gün sonra tutuklanacağından habersizdi.[*] Yassıada'da yargılanacak, idam cezasına çarptırılacak, MBK tarafından hakkındaki ceza müebbet hapse çevrilecekti. Cemal Gürsel daha sonra Devlet Başkanı sıfatıyla af çıkartacaktı.
27 Mayıs, Rüştü Erdelhun'u tutuklarken sürpriz bir ismi Genelkurmay Başkanı yaptı. III. Ordu Komutanı Org. Ragıp Gümüşpala, harekatın başında kendisinden daha kıdemli isim bulunmaması halinde bunu isyan sayıp bastırmak için Ankara'ya yürüyeceğini bildirmişti. Cemal Gürsel'in öne çıkarılmasındaki en önemli faktör aslında bu idi. 6 Haziran 1960'da Ragıp Gümüşpala Genelkurmay Başkanı oldu. Darbe orduda depreme dönüşerek ilk yıkımları gerçekleştirdi. Eşi DP'de vekil olan Hava Kuvvetleri Komutanı Tekin Arıburun da ailevi durumunun hassasiyeti vurgulanarak emekliye sevk ettirildi. Yerine İhsan Olgun geldi. 27 Mayıs, 38 subaydan oluşan MBK ile idareye el koyarken ordudaki tahribatı bununla sınırlı kalmadı.
MBK içindeki subaylar arasında değindiğimiz gibi farklı rütbeler vardı. MBK orduya hakim olmak, rütbenin asaletine karşı darbeyi gerçekleştirenlerin gücünü hakim kılmak için harekete geçti. 2 Ağustos 1960'da 42 sayılı yasa MBK tarafından yayınlandı. Orduda 27 Mayıs'ın geniş tasfiyesi başlamış oldu. Ordunun gençleştirilmesinden kadro fazlalığının giderilmesine kadar bir çok gerekçe yer alsa da aslında yasa metninde yer almayan en önemli gerekçe, ordu içinde farklı cuntaların kurulmasını önlemek, MBK'yi hakim kılmak, otoriteyi MBK'nin isteği doğrultusunda yeniden kurmak idi. Bir başka iddia da İkinci Dünya Savaşı sonrası değişen harp stratejileri için yeni kuşakların önünü açmaktı. Ancak hemen hemen her rütbeden emekliliklere sevk yapıldığı için bu iddia ağırlık kazanmadı. Emekliye sevk edilenlere yapılacak ödeme için ABD'den maddi yardım alındı.
Emekliliklere sevk 3 Ağustos'ta başlayıp 22 Ağustos'a kadar sürdü. İlk olarak Ragıp Günüşpala ve İhsan Olgun gibi 27 Mayıs'ta göreve gelen isimler emekliye sevk edildi. Kara Kuvvetlerinde 5 orgeneral, 123 korgeneral, 54 tümgeneral, Deniz Kuvvetlerinde 1 oramiral, 2 koramiral, 3 tümamiral, 9 tuğamiral, Hava Kuvvetlerinde 4 korgeneral, 7 tümgeneral, 14 tuğgeneral, Jandarma Genel Komutanlığından da 5 tuğgeneral emekli edildi.
Rakamlara bakıldığında 27 Mayıs'ın ordu üzerindeki en önemli artçılarından biri olduğunu görmekteyiz. Bu rakamlara varan bir tasfiyenin ordu içinde zâfiyet yaratıp yaratmadığını sorguladığımızda karşımıza çıkan Silahlı Kuvvetler Birliği ve Albaylar cuntası incelenmelidir. 13 Kasım 1960'daki 14'ler Olayı'nda da her ne kadar emekliye sevk edilenler subay olsa da o hadise MBK içinde cereyan ettiği için 27 Mayıs'ın MBK'deki artçısıdır. Bir nevi darbe sonrası ikinci en önemli kırılma olarak nitelendirilmedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder